DOÇENTLİK BAŞVURULARI
Doçenlik süreci ile ilgili herşey
Doçenlik süreci ile ilgili herşey
Bilindiği üzere Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın önerisiyle para karşılığı yayın yaptığından “yağmacı” (predatory) adı verilen dergilerde yayımlanan bilimsel makalelerin, akademik yükseltmelerde dikkate alınmamasını kararlaştırdı.
Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 07.03.2019 Tarihli Toplantısında “Yağmacı/Şaibeli dergilerin doçentlik başvuru şartlarında (beyannamede) kullanılmaması, doçentlik başvurularında adaylardan bu konuda beyan alınmasının uygun olduğu ve bu uygulamanın 2019 Ekim döneminden itibaren uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
Kötü niyetli adayların başvurularda ‘yağmacı’ şeklinde tanımlayabileceğimiz para karşılığı yayın yapan dergilerde yayın yaparak bu yayınların akademik yükseltmelerde kullanılmasının doğru olmadığı konusunda hemfikir olmakla beraber aşağıda açıklayacağız bazı hususlarda YÖK, ÜAK ve Üniversitelerin dikkat etmesi ve alınan kararlarda hukukun genel kurallarına aykırı olmaması gerekmektedir.
1) Öncelikli olarak bu dergilerin hangi dergiler olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanmalı, her yıl güncellenmeli ve tek bir liste oluşturulmalıdır.
2) YÖK ve ÜAK bu kararın Doçentlik Sınav Yönetmeliğine uygun olarak 2019 Ekim başvurusundan itibaren uygulanmasını kararlaştırmıştır. Bu karar yerinde görülmekle birlikte eksiktir; Şöyle ki;
a) Kötüniyetli adayları bu kapsamın dışında tutmakla birlikte bilimsel yayınlar için uzun süren bir çalışma sonucu ortaya çıkmakta, emek ve maliyet gerektirmektedir. Hukuka uygun şekilde kurulan ve akademisyenlere sunulan dergilerin kasten gönderip göndermedikleri somut olayda değerlendirilmesi gerekmekte onun öncesinde dergilerin listesi açıklandıktan sonra yayın yapan adaylara bu yaptırımın uygulanması hukuken uygundur. Hukuken düzenleyici işlemler alındıkları andan itibaren uygulanır. Bir süre belirlenecekse yayınların tarihi dikkate alınmalıdır.
b) Kanunlar için öngörülen geriye yürümezlik ilkesi, idari işlemlerin söz konusu olduğu tüm alanlarda temel bir ilkedir. Sonradan eklenen bir hüküm, geriye yürümezlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir. (T.C. Danıştay12.Dairesi Başkanlığı Esas No:2010/1591 Karar No:2013/439 Karar Tarihi.12.2.2013) Yukarıda belirttiğim üzere bu kararın uygulanması açısından yayınların tarihi esas alınmalıdır. Ya da bilimsel çalışmaların çöpe gitmemesi adına aşağıda yer alan düzenleme yapılabilir;
c) Bilindiği üzere aynı çalışmayı birden fazla dergide yayınlatmak tekrar yayım(duplikasyon) olarak değerlendirilmektedir. Katın mevcut olmadığı yayınları yok saymak bilimsel çalışmanın mantığına ters bir durumdur. Kasten hareket etmeyen ve kötü niyetli olmayan adaylar bu çalışmaları çöpe gidecektir. İfade edilen etik eylemden dolayı başka dergilere göndermenin de önü kapalıdır. Listede yer alan dergilerde yayınları mevcut olan akademisyenlere bu çalışmaları başka dergiye göndermesinin önü açılması için mevzuatta değişiklik yapılabilir ve bu durum tekrar yayımın bir istisnası olarak düzenlenebilir.
3) Literatürde yer alan makalelerde kastın mevcut olmaması halinde bu eylemin yaptırıma dönüşemeyeceğine vurgu yapılmıştır.
a) Bu davranışın kasten, sehven veya ihmal sonucu mu ortaya çıktığı çok önemlidir. Bu eylem kastı zorunlu kılmaktadır. YÖK Başkanı tarafından yapılan açıklamada da bu husus vurgulanmış, Kötüniyetli adayların önüne geçilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Taksirle, sehven işlenen durumdan dolayı etik cezalandırılmak cezanın ölçülülük ilkesini aşar. Taksir, 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunumuzun, 22. Maddesinde tarif edilmiştir. Taksirin tarifi şöyledir “…taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın, suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi, “öngörülmeyerek”, işlenmesidir”. Kanunda hangi suçların taksirle işlenebileceği açıkça belirtileceği ifade edilmiştir. Söz konusu eyleme ilişkin daha önce yayınların yapıldığı dönemde bir düzenleme bulunmamaktadır.
b) Ankara 3. İdare Mahkemesi bir kararında eyleminin ancak ihmal olarak değerlendirilebileceğini belirtmiş, bu eylemlerin kasten işlenebileceğine karar vermiştir. (Seçkin YAVUZDOĞAN, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:8 Sayı:1 Yıl 2017.)
c) Yukarıda belirtildiği üzere alınan bu kararın bundan sonra yapılan yayınlar ile ilgili geçerli olması gerekir. Önce yapılan yayınlarda da kastın mevcut olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut Örnek vermek gerekirse; ÜAK Etik Komisyonu 2019 yılında aldığı bir kararda sahte dergide yayınlandığı iddia edilen bir yayının somut olayda adayın kastının olmadığına karar vermiş ve yapılan yayının mevzuata uygun olduğuna ifade etmiştir. Benzer karar 2018 yılında da alınmıştır. (Müvekkillerimiz hakkında alınan kararlar elimizde mevcuttur.) Bu durum göstermektedir ki somut olayda tek tek incelenmesi gerekmektedir.
4) İdarenin davranışlarında kullandığı araç, imkân ve ölçüleri almak istediği sonuca göre uyarlaması, orantılılık/ölçülülük ilkesi, idare hukukunun vazgeçilmez ilkelerindendir. Bilimsel çalışmaları yok saymak bu ilkeye de aykırıdır.
5) Alınan bu kararın sadece başvuru yapacak adaylara uygulanması bu yayınlar ile unvan alan öğretim üyelerine hiçbir işlem yapılmaması en başta “Eşitlik İlkesine” aykırıdır.
6) Bu dergi listesi oluşturulurken paralı dergi kavramının ayrıca önem verilmesi ve irdelenmesi gereken bir husustur. İyi değerlendirilmeli ve aşağıda verdiğimiz kaynak detaylı şekilde analiz edilmelidir. SCI, SSCI, SCI Expanded, AHCI, Alan İndeksleri ve ULAKBİM kapsamında taranan dergilerde de ücret karşılığında yayın yapıldığı görülmektedir. Bir derginin etki faktörü arttıkça yayın ücretleri de arttığı ve ciddi dergilerde yayın yapmanın maliyetleri de katlanarak arttığı bir gerçektir. Bu konuya ilişkin şu makaleye göz atmakta fayda vardır. (Wang, L.L., Liu, X.Z. & Fang, H. (2015) Investigation of the degree to which articles supported by research grants are published in open access health and life sciences journals, Scientometrics, 104(2), 511-524.)
YÖK, ÜAK ve Üniversitelerin “Yağmacı” dergi yayınlarının başvurularda dikkate alınmaması hususunda yukarıda belirtilen ve açıklanan hukuki ilkelere uygun davranması gerekir.